top of page

MASUMİYET YÖRÜNGESİ, ANILAR SARMALI

SERGİLENMİŞ İLLÜSTRASYON, MART - MAYIS 2024

Uluslararası “Transforming Literary Places” (Edebi Mekânları Dönüştürmek) sergisi için Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” adlı romanından yola çıkarak resimlediğim “Orbit of Innocence, Spiral of Memories” (Masumiyet Yörüngesi, Anılar Sarmalı) adlı eserim, seçien eserler arasında yer alarak 28 Mart – 18 Mayıs 2024 tarihleri ​​arasında Estonya Tartu Üniversitesi Sanat Müzesi’nde sergilendi.


Sergi, Estonya Tartu Üniversitesi Sanat Müzesi ve Kültürel Araştırma Enstitüsü tarafından, Avrupa Kültür Başkenti Tartu 2024 resmi programının bir parçası olarak düzenlendi.

INSTAGRAM'DA GÖRÜNTÜLEYİN

"Masumiyet Yörüngesi, Anılar Sarmalı", Serra Ataman, 2024

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” adlı romanının baş kahramanı Kemal, Fizikteki Aristoteles “Zaman”ı ile “şimdi” olarak tanımladığı tekil anlar arasında bir ayrım yaptığını söyler. Tekil anlar -Aristoteles’in atomları gibi- bölünemez, parçalanamaz şeylerdir. Ancak Zaman, bu bölünmez anları birbirine bağlayan çizgidir.

Hikayenin adeta bir atom çekirdeğini andıran bir merkez etrafında gittikçe büyüyen halkalar çizmesi sebebiyle Kemal karakteri yaşadıklarını bir spirale benzetir. Dolayısıyla bu tekil anları birleştiren Zaman çizgisinin de düz değil, spiral olması gerektiğini anlamıştır.

Pamuk’un romanındaki Füsun karakteriyle ilişkilendirdiği kelebek küpesi, önemli bir motif olarak tekrar tekrar karşımıza çıkar. Hem romanda hem de müzenin çeşitli noktalarında sık sık karşılaşacağımız kelebek motifinin kanatlarının spiral deseni de tıpkı bir atom modelinin yörüngesini ve Zamanın döngüselliğini anımsatır.

Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanı ve ona paralel olarak kurduğu müze, kelimelerin eşyalara, zamanın mekâna, mekânın anılara, anıların içinde bulunulan mekân ve eşyalar aracılığıyla yine şimdiki ana dönüştüğü bir evrendir. Gerçeklik ile kurgunun iç içe geçip birbiri içinde eridiği bu evren, Kemal’in takıntı haline getirdiği Füsun’a dair ne varsa karadelik gibi içine çekip toplayarak sergilediği müzedir.

Pamuk, edebi bir metni İstanbul’a, İstanbul’u da edebi metne dönüştürür. İnsan bir şehirde uzunca bir süre yaşamışsa artık orası, onun hatıraları için bir müzeden baska bir şey değildir. Şehrin kendisi bir müzeye, bütün şehir bir çeşit hatıraya dönüşmüştür. Bu bağlamda zihin haritalarımız belki de karşılaştığımız işaretlerin yaşadığımız şehrin gerçek haritası üzerindeki izdüşümleridir.

bottom of page